Uygulamada sporcular ve kulüpleri arasındaki uyuşmazlıklarda İş Kanunu hükümleri uygulanmamaktadır. Nitekim sporcular ve kulüpleri arasında özel sözleşmeler tanzim edilmekte ve tarafların hak ve yükümlülükleri bu sözleşmelerde belirlenmektedir. Yine Türkiye Futbol Federasyonu, Türkiye Basketbol Federasyonu gibi özerk kurumların kendi yönetmelikleri sporcuların hakları konusunda gerekli düzenlemeyi yapmışlardır. Peki bu düzenlemeler spor emekçileri olan antrenör, teknik direktör, idareciler, masörler, malzemeciler ve diğer çalışanlar açısından geçerli midir ?

teknik direktör antrenör tazminat

Antrenörlerin, Teknik Direktörlerin, Spor İdarecilerinin, Masörlerin vb. Spor Emekçilerinin Kıdem Tazminatı, Fazla Çalışma Ücreti ve Diğer İşçi Alacağı Hakları

Teknik direktör, antrenör, masör ve vb. spor kulübü çalışanları için işçi alacaklarına yönelik bir uyuşmazlık söz konusu olduğunda İş Kanunu hükümleri uygulanacaktır. Bu nedenle bu ve bunun gibi spor emekçileri İş Kanunu’na tabii olacaklar ve uyuşmazlıklar İş Kanunu çerçevesinde çözümlenecektir. (Kıdem Tazminatı, İhbar Tazminatı, İşe İade Davası, Fazla Çalışma Ücreti, Yıllık İzin Ücreti, Genel Tatil Ücreti, Hafta Tatili Ücreti gibi işçi alacaklarına dair açıklamalar için tıklayınız)

kıdem tazminatı

Antrenör, Teknik Direktör vb. Çalışanlar İş Kanununa Tabidir

Yukarıda da belirttiğimiz üzere spor kulüplerinde saydığımız çalışanlar İş Kanununa tabidir ve işçi alacakları bu kanuna göre korunur. Buna ilişkin verilmiş iki adet Yargıtay Kararını sizlere sunmaktayız. Bununla birlikte voleybol antrenörü, futbol antrenörü vb. antrenörler ile birlikte, futbol basketbol voleybol vb. sporlara dair teknik direktörlük yapanlar da İş Kanununa tabidir. 

T.C. YARGITAY 9.Hukuk Dairesi
(Esas: 2010/45651 -Karar: 2010/35814 – Karar Tarihi: 02.12.2010)
ÖZET: İster özel hakem, isterse genel mahkemede görülsün sporcu ile kulübü arasında alacaklarla ilgili uyuşmazlıkta İş Kanunu hükümlerinin uygulanması olanağı bulunmamaktadır. Ancak antrenör, teknik direktör, idareci, masör ve benzeri elemanlar ile kulüpleri arasında çıkan uyuşmazlıklarda, bağlı bulundukları federasyonun özel hükümleri dışında İş Kanunu hükümlerinin uygulanmasına engel bir durum yoktur. Somut olayda, davacının voleybol antrenörü olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Doğrudan aktif spor yapmayan, sporcuyu aktif spor yapması için hazırlayan antrenörün İş Kanunu kapsamında işçi olarak kabul edilmesi gerekmektedir.
(1475 S. K. m. 14) (4857 S. K. m. 4, 17) (5521 S. K. m. 1)
Dava: Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, davanın reddine karar vermiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi …….. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: Davacı; davalı işyerinde 08.02.2006-30.6.2007 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı bir neden olmaksızın ve ihbar öneli kullandırılmadan feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı talebinde bulunmuştur. Davalı; davacının antrenör olarak çalışmakta olduğunu, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 4/g maddesi
kapsamında sporcu vasfı taşıdığından uyuşmazlığın çözümünde İş Yasasının uygulanamayacağını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olması gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; davacının davalı şirkette voleybol antrenörü olarak çalıştığı, 4857 sayılı yasanın 4/I-g bendi gereğince profesyonel sporcular transfer ücreti ve prim karşılığında bir spor kulübüne bağlı oldukları halde aradaki sözleşme ve yapılan işin özellikleri sebebiyle İş Kanunun kapsamı dışında bulunduğu, profesyonel sporcular hakkında Borçlar Kanunundaki hizmet akdine ilişkin hükümlerin uygulanacağı, davalının 4857 sayılı yasanın 4/I-g bendi gereğince profesyonel sporcular transfer ücreti ve prim karşılığında bir spor kulübüne bağlı oldukları halde aradaki sözleşme ve yapılan işin özellikleri sebebiyle İş Kanunun kapsamı dışında bulunduğu, profesyonel sporcular hakkında Borçlar Kanunundaki hizmet akdine ilişkin hükümlerin uygulanacağı, davalının voleybol antrenörü olarak sporcu vasfını taşıdığı, davalı şirket ile arasındaki ilişkinin hizmet akdine dayanmadığı gerekçesi ile davanın görevsizlik sebebiyle reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlık davacının sporcu sayılıp sayılmayacağı ve işçinin İş Kanunu kapsamında kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır. Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınmalıdır. İş
mahkemelerinin görev alanını hakim, tarafların iddia ve savunmalarına göre değil, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesini esas alarak belirleyecektir.

Voleybol Antrenörü İş Kanununa Tabi midir ?

Yukarıda belirttiğimiz esaslar voleybol alanında antrenörlük yapan kişiler için de geçerli olup voleybol antrenörleri de İş Kanunu’na tabidir. Kararda da belirtildiği üzere sporcu ile antrenörün birbirinden farklı uğraşları yaptıklarını ortadadır. Yasada “sporcu” olarak belirtilen kişilerin yarışma ve müsabakalara katılan şahıslar olarak kabul edilmesi gerekir. Antrenörün asli görevi spor yapmak değil, sporcuları yarışma veya karşılaşmalara hazırlamaktır. Yani başka bir anlatımla antrenör, öğreten ve eğitim veren kişidir. Yasanın açık anlatımından da profesyonel sporcuların istisna kapsamına alındıkları anlaşılmaktadır. Bu doğrultuda voleybol antrenörlerinin de İş Kanunu kapsamında olduğu açıktır. Aşağıda ilgili kararın tam metnini sunmaktayız :

T.C. YARGITAY 9.Hukuk Dairesi
(Esas: 2003/19877 – Karar: 2003/20178 – Karar Tarihi: 08.12.2003)
ÖZET: Davacı, voleybol antrenörü olarak çalışırken sözleşmesinin bitim tarihinden önce feshedilmesi nedeniyle ücret ve kıdem tazminatı talebinde bulunmuştur. Sporcular, İş Kanunu kapsamı dışındadır. Sporcular yarışma ve müsabakalara katılan şahıslardır. Antrenörlerin asli görevi spor yapmak değil, sporcuları yarışma ve müsabakalara hazırlamaktır. Sporcu ile antrenörün yaptıkları işler birbirinden farklıdır. Antrenör, sporcu kavramı içinde kabul edilemez. Hizmet akdi ile çalışan davacı ile işveren arasındaki uyuşmazlıkta iş mahkemeleri görevlidir.
(1475 S. K. m. 5) (1086 S. K. m. 1, 7)
Davacı, kıdem tazminatı ile ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, davayı görev yönünden reddetmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Davacı, davalı spor kulübü derneğinde voleybol antrenörü olarak çalışırken sözleşmesinin bitim tarihinden önce feshedilmesi nedeniyle mahrum kalınan ücret ile kıdem tazminatı alacakları isteğinde bulunmuştur. Mahkeme, davacının yaptığı işin niteliği itibarıyla spor işi olduğunu belirterek İş Kanunu hükümlerinin uygulanamayacağı görüşüyle görevsizlik kararı vermiştir.
İş Yasası’nın 5. maddesi ile sporcular İş Yasası kapsamı dışında bırakılmışlardır. Davacının durumunun değerlendirilebilmesi için “spor, sporcu ve antrenör” tanımlarının açıklığa kavuşturulması gerekir.
Spor, ferdi veya kolektif oyunlar şeklinde yapılan ve genellikle yarışmaya yol açan beden
hareketleridir. Sporcu ise, spor yapan ve sporla uğraşan kimse olarak sözlüklerde tanımlanmaktadır. Yine sözlük itibarıyla antrenör; sporcuları veya spor takımlarını tedrici çalışmalarda karşılaşmalara hazırlayan kimselerdir. Sporcuların çeşitli fiziki hareketlerini yaparak düzenli fakat, ölçülü bir şekilde çalışarak kendilerini hazırlamalarına antrenman denilmekte olup, antrenörler bu faaliyetleri organize ve idare eden kişilerdir. Bütün bu anlatımlardan, sporcu ile antrenörün birbirinden farklı uğraşları yaptıklarını ortaya koymaktadır. Yasada “sporcu” olarak belirtilen kişilerin yarışma ve müsabakalara katılan şahıslar olarak kabul edilmesi gerekir. Antrenörün asli görevi spor yapmak değil, sporcuları yarışma veya karşılaşmalara hazırlamaktır. Yani başka bir anlatımla antrenör, öğreten ve eğitim veren kişidir. Yasanın açık anlatımından da profesyonel sporcuların istisna kapsamına alındıkları anlaşılmaktadır. Davacı antrenör olarak hizmet akdi ile çalıştığına göre, işverenle aralarında çıkan uyuşmazlıkta görevli mahkeme iş mahkemesi olduğundan mahkemenin vermiş olduğu görevsizlik kararının bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 8.12.2003 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Karşı Oy
Davacı, davalı spor kulübünde profesyonel antrenör olarak çalışmıştır. Yaptığı işin niteliği itibarıyla sporcu kavram ve kapsamı içinde düşünülmesi gerekir. 1475 sayılı İş Kanununun 5/9. maddesine göre sporcular hakkında İş Kanununun hükümleri uygulanmaz. Bu durumda dilekçenin görev yönünden reddine dair yerel mahkemenin kararı yerinde olduğundan onanması görüşündeyim, çoğunluğun bozma kararına katılamıyorum.
B. Özkaya – Üye

Bu ve diğer Yargıtay Kararları için sorgulama ekranına buradan ulaşabilirsiniz.