Eşler, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasında eşini affettiğine dair bir beyanda bulunur veya buna yönelik davranışlar gösterirlerse davanın reddi gerekecektir. Eşlerin birbirini affetmesi halinde, artık eşler affedilme öncesinde yaşanan olayları boşanma davasında kullanamayacaklardır. Aşağıda detaylıca izah edeceğimiz af ve affetme hususu bu bakımdan önemlidir.

boşanma davası avukat

Boşanma Davasında Affetmek Nasıl Gerçekleşir ?

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak açılan davalarda affa yönelik davranışlar davanın reddi ile sonuçlanmasına neden olacaktır. Nitekim affın varlığı halinde evlilik birliğinin devam etme koşulu sağlanmış olacak, kamu düzeni gereği evlilik birliğinin sona ermesine dair açılan bu boşanma davası sonuçsuz kalacaktır. Af niteliğinde sayılan davranışlar şu şekildedir :

  1. Karı Kocanın Barışması
  2. Yaşanan Olayları Affetmek
  3. Yaşanan Olayları Hoşgörü İle Karşılamak
  4. Yaşanan Olaylara Rağmen Evlilik Birliğini Sürdürmek

Bu hallerin varlığı halinde bir eşin diğerini affettiği varsayılmalıdır. Nitekim uygulamada da Aile Mahkemesi hakimleri af hususuna önem göstermekte, affa dair iddiaları ve delilleri özellikle değerlendirmektedir. Aile Mahkemesi Hakimi, affa dair davranışın varlığı ve tespiti halinde davayı kesin bir şekilde reddedecek ve hükmünü buna göre kuracaktır. Affa dair yukarıda saydığımız davranışları detaylıca değerlendirmek istersek :

Karı Kocanın Barışması

Karı ve kocanın yaşanan olaylar doğrultusunda barışma idaresi göstermesi evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dair açılan davada ret kararını ortaya çıkaracaktır. Nitekim Yargıtay’ın vermiş olduğu kararlarda da meydana gelmiş ve boşanma nedeni bir olaydan sonra eşler bir araya gelmiş ve evlilik birliğini devam ettirme iradesiyle birlikte yaşamaya karar vermişlerse barışma öncesi nedenlere dayalı olarak boşanma davası açamayacaklardır görüşü baskındır.

Eşlerin barışma girişiminde bulunması da Aile Mahkemelerince af niteliği taşımaktadır. Bu nedenle açılmış bir boşanma davasında barışma girişimi var ise af kabul edilecek ve davanın reddine karar verilecektir.

Bazı durumlarda eşlerin davranışları barışma anlamına gelmemektedir. Bunlara örnek olarak ; müşterek çocukları görmek için bir araya gelen eşlerin barışma girişiminde bulundukları kabul edilmez.

Yaşanan Olayları Affetmek

Türk Hukukunda evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davalarında davadan feragat etmek, feragat öncesi meydana gelmiş olayları affetmek anlamı taşımaktadır. Fakat feragat sonrası meydana gelen olaylara dayanarak boşanma davası açılabilecektir. Aile Mahkemesi de yargılama yaparken feragatin varlığı halinde feragat sonrası boşanma nedenlerine göre hareket edecek ve feragat sonrası boşanmaya neden olan olayların ispatını isteyecektir.

Yargıtay’a göre eş tarafından affetmeye dair beyanların içerdiği ve eşe çekilen ihtar da önceki olayları affetmek manası taşır. İhtar noter aracılığıyla çekilebileceği gibi Aile Mahkemesi vasıtasıyla da yapılabilir.

Olayları Hoşgörü İle Karşılamak Affetmek Sayılır Mı ?

Eşlerin meydana gelen ve boşanmaya neden olan fiilleri/davranışları hoşgörü ile karşılaması, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak açılan boşanma davasının ret ile sonuçlanmasına neden olacaktır. Nitekim meydana gelen bir hadise karşısında tepkisiz kalmış ve normal yaşantısına devam etmiş bir eşin, meydana gelen olayı hoşgörü ile karşıladığı kabul edilir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre boşanma davasına temel teşkil eden olayların meydana gelmesinden sonra eşlerin birlikte tatile çıkması, olayların hoşgörü ile karşılandığı anlamına gelmektedir.

Yine eşlerin boşanmaya neden olan olaydan sonra birlikte yaşaması da olayların hoşgörü ile karşılandığı manası taşır ve af niteliğindedir. Tabii ki zorunlu nedenlerden dolayı aynı evde kalma hususunu ayrı tutmak faydalı olacaktır çünkü bu halde hoşgörü ile karşılama hususu söz konusu değildir, zorunluluk hali vardır.

Eşin doğumdan sonra eve getirilmesi, eşi baba evinden alıp eve getirmek, birlikte umre/hac görevini yerine getirmek, düğün hazırlıklarının devam etmesi, cinsel ilişkiye devam etmek vb. nedenler ; boşanmaya neden olan eylemlerin hoşgörü ile karşılandığını yani affedildiği anlamına gelir.

Yaşanan Olaylara Rağmen Evlilik Birliğini Sürdürmek

Evlilik birliğini sarsan olaydan sonra eşlerin evlilik birliğini makul süre sürdürmesi af niteliği taşır ve boşanma davasının reddini gerektirir. Nitekim zorunluluk hali hariç aynı evde yaşamaya devam etme söz konusuysa eşlerin yaşanan olaylara rağmen evlilik birliğini sürdürme gayesinde olduğu kabul edilecektir.

Aynı evde oturma hali her zaman af niteliği taşımayacaktır. Nitekim zorunluluk halinin yanı sıra eşler istekleri doğrultusunda aynı evi paylaşabilirler. Bu nedenle Aile Mahkemesi Hakimi, aynı evde yaşayan eşlerin affa dair hal ve hareketlerinin tespitini yani affa dair diğer delilleri toplamalıdır. Kısaca aynı evde yaşamaya devam etmek tek başına af anlamı taşımamaktadır.

Peki makul süre hususu nedir ? Makul süre hususu Aile Mahkemesi Hakimi tarafından takdir edilecek bir süredir. Kimi boşanma nedenlerinde makul süre 2-3 ay olabileceği gibi kimi olaylarda da makul süre daha uzun bir tarih aralığı olarak kabul edilebilir. Bu nedenle boşanma nedeninde makul süreyi somut olaya göre değerlendirmek yerinde olacaktır.

Boşanma davalarıyla alakalı detaylı yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.

Bu konuda Yargıtay Kararı sorgulama ekranına buradan ulaşabilirsiniz.