Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesi evlilik birliğinin sarsılması başlığıyla düzenlenmiş olup maddenin ilk fıkrası evlilik birliğinin temelinden sarsılması hususunu açıklamıştır. Buna göre : ‘Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir’ denilmiştir. Türk Medeni Kanunu’na buradan ulaşabilirsiniz.

boşanma avukatı istanbul

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması, genel boşanma sebepleri içerisinde düzenlenmiş olup genel bir ifade taşımaktadır. Nitekim bu genellik, evlilik birliği içerisinde olmuş her olayın boşanmaya konu edilebilmesi anlamı taşır. Kısacası bu sebeple açılan boşanma davaları belli bir kalıba sokulamamakta, ortaya çıkan her türlü olay veya olgu boşanmaya sebep olabilmektedir. Bu nedenle yapılmış araştırmalara göre açılmış ve derdest olan boşanma davalarının %90’ını evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davaları oluşturmaktadır.

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Şartları

Türk Medeni Kanununda da belirtildiği üzere, evliliği sarsıcı bir olay veya tutum meydana gelmeli ve bu olay veya tutumun eşler için evlilik birliğinin devamını imkansız kılması gerekmektedir. Nitekim günümüzde evlilik birliği içerisinde eşler tartışmalar yaşamakta ve sorunlar çıkabilmektedir. Fakat eşler için bu tartışma ve kavgalar evliliğin devamını imkansız kılmıyorsa bu sebeple boşanmaya karar verilemeyecektir. Kısaca özetleyecek olursak evlilik birliğinin temelinden sarsılması için  :

  • Eşleri sarsıcı bir olay meydana gelmeli
  • Evlilik birliğinin devamı eşlerden beklenmeyecek derecede sarsılmış olmalı.

Meydana gelen ve evlilik birliğini etkileyen olay, her eş için farklılık gösterebilir. Nitekim bir eş için çekilemez bir hal olan davranış, söz veya tutum diğer eş için ağır bir sorun teşkil etmeyebilir. Bu hususta da hakim, gerek tanık beyanları gerekse de dava sürecinde tarafların kişiliklerinden ve geniş takdir yetkisinden yola çıkarak, eşler için meydana gelmiş olayın ne denli etkili olup olmadığını ve evlilik birliğinin devamının mümkün olup olmadığını değerlendirecektir.

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılmasına Neden Olan Olayın Tarihi Önemli Midir ?

Bu soru boşanma nedeninin ileri sürülmesi ve mahkemece değerlendirilmesi bakımından önem arz etmektedir. Nitekim tarafların kötüniyetli olup olmadıkları olayın oluş tarihine göre belirlenecek ve hakim vicdani kanaatini buna göre oluşturacaktır. Kural olarak, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olayın , resmi evlilikten sonra meydana gelmesi asıldır. Yani, evlilik tarihinden önce meydana gelmiş olaylar evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenli boşanma davalarında ileri sürülemeyecektir. Peki bu hususun istinası söz konusu mudur ? Şayet, evlilik öncesinde meydana gelmiş olay/olaylar etkisini evlilik birliği süresince de gösteriyor ve bu durum diğer eş açısından evlilik birliğini çekilmez kılıyorsa, mevcut davada ileri sürülebilecek ve hakim de bu hususu değerlendirmeye alacaktır.

Bir diğer husus ise ; evlenen eşlerin birlikte yaşayıp yaşamadıkları hususudur. Nitekim eşler, evlendikten sonra birlikte yaşamasalar dahi bu nedene dayanarak boşanma davası açabileceklerdir.

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılmasına Neden Olan Olaylar / Sebepler

Evlilik birliği, meydana gelen olaylar neticesinde zarar görmüş ve eşlerden bu evlilik birliğini devam ettirmeleri beklenemez hal almışsa evlilik birliği sarsılmış demektir. Burada kıstas, yukarıda da belirttiğimiz üzere evlilik birliğinin devamının eşlerden beklenemeyecek derecede sarsılmış olmalıdır. Fakat eşler arasındaki geçimsizlik ve yaşanan her olay evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olacak nitelikte değildir. İşte bu nedenle günümüze kadar mahkemeler ve Yüksek Yargıtay tarafından verilmiş kararlara dayanarak boşanma sebeplerini sıralayacağız.

Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylar/davranışlar/tutumlar

  • Cinsel doyumun sağlanamaması (HGK, 79/3748 K. )
  • Evlilikten itibaren iki ay geçmesine rağmen kızlığın bozulmaması (2. HD. 85/9645 K.)
  • Yatak sırlarının ifşası (2. HD. 91/12620 K.)
  • Küçük düşürme (HGK. 91/2200 K.)
  • Yıkanmama , duş almama. (HGK. 64/2604 K.)
  • Kumar oynayarak aileyi sıkıntıya düşürme (2. HD 75/9170 K.)
  • Kocaya bulaşık yıkatma ve yemek yaptırma (HGK. 72/1357 K.)
  • Aşırı kıskançlık (HGK. 72/262 K.)
  • Eşin aşırı şekilde borçlanması, eve haciz gelmesine neden olması, at yarışı iddia ve şans oyunları oynayarak ailesini mağdur etmesi.
  • Çalışmak istememe, eve bakamama

Bu nedenlere ilişkin detaylı açıklamalar için tıklayınız : Boşanma Nedenleri

Bu nedenler çoğaltılabileceği gibi yargı kararlarından da faydalanılabilir. Nitekim evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan hususları madde madde incelemek gerekirse ;

a. Ekonomik Nedenler:

Eşler, evlilik birliği süresince birbirlerine destek olmalı ve hayatın zor şartlarının altından birlikte kalkmaya çalışmalıdırlar. Nitekim günümüzde evliliklerin bitmesine neden olan olayların başında maddi sıkıntılar gelmektedir. Maddi açıdan evlilik birliğini keyfi olarak tatmin edemeyen eş, diğer eş için hayatı çekilmez kılabilmektedir. Yukarıda da örneğini verdiğimiz üzere ; kumar oynayan, aşırı borçlanan, eve haciz gelmesini sağlayan, çalışmak istemeyen, evin ihtiyaçlarını karşılamayan eş, diğer eş için hayatı çekilmez kılmıştır. İşte bu nedenle ekonomik nedenler dolayısıyla mahkemeler boşanmaya hükmedebilmektedir. Fakat burada önemli olan husus ekonomik sıkıntıya giren eşin bu hususu keyfi olarak gerçekleştirmesidir. Nitekim çalışan fakat elinde olmayan nedenlerle maddi zorluklar yaşayan eşin durumu farklılık arz edecektir. Burada diğer eş için hayat çekilmez bir hal alsa da evlilik birliğinin temelinden sarsılmadığını kabul etmek gerekir.

b. Cinsel Nedenler:

Evlilik birliği, eşler açısından cinsel hayatın devamlılığını da kapsamaktadır. Nitekim Yüksek Mahkeme ; cinsel doyumun evliliğin bir parçası olduğunu ve evliliğin cinsel yaşantıyı da büyük oranda kapsadığını, eşlerin bu konuda birbirilerine karşı yükümlülükleri olduğunu karara bağlayarak bu konuda istikrarlı kararlarıyla dikkat çekmiştir. Bu nedenle cinsel yaşantısında problem olan çiftler için evlilik birliğinin çekilmez hal alması kabul edilebilir bir olgudur.

Yargıtay : ‘evlenmenin sosyal amacı yanında cinsel arzuları tatmin etme gayesi de vardır. Tarafların cinsel organları normal yapıda olmasına rağmen, psikolojik sebeplerle de olsa uzun evlilik süresi içinde cinsel ilişki kuramadıkları, kızlık muayenesine dair rapordan anlaşılmaktadır. Bu hal, evlilik birliğini temelinden sarsar.’

c. Hastalık:

Bir eşin taşıdığı hastalık, diğer eş için hayatı çekilmez kılıyorsa evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilmelidir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, hastalığın, diğer eşin hayatını etkilemesi, yükümlülüklerini yerine getirmekten alıkoyuyor olması veya eşin ve çocukların yaşantısını tehlikeye atabilecek olmasıdır. Evlilik birliğini tehlikeye atacak hastalıklardan bazıları ; sinir hastalıkları, bulaşıcı hastalıklar, madde bağımlılığı vb. hastalıklar sayılabilir.

Hastalık nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için hastalığın tedavi edilememesi gerekmektedir. Şayet tedavisi mümkün ise evliliğin gereği olarak eşler birlikte bu hastalığa karşı savaş vermekle yükümlüdür. Bunun yanı sıra tedavisi devam eden ve henüz sonuçlanmamış tedaviye dayanarak açılan davanın da reddedilmesi gerekecektir.

d. Sadakatsizlik, Aldatma vb.:

Eşlerin birbirlerini aldatmaları ve birbirlerine sadakatsiz davranmaları da kanun koyucu tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olarak kabul edilmiştir. Nitekim sadakat yükümlülüğünü yerine getirmeyen eşten evlilik birliğine saygı göstermesi beklenemeyecektir. Sadakatsizlik için cinsel birleşmenin gerçekleşmesi gerekmemekte, eşin bir üçüncü kişi ile yakınlaşması da sadakatsizlik olarak tanımlanabilmektedir. Bu haliyle, eşin bir üçüncü kişi ile yaşamış olduğu cinsel ve duygusal yakınlaşmalar sadakatsizlik olarak nitelenecektir.

Burada önemli olan ve uygulamada sıkça karşılaştığımız husus ; sadakatsizlik gösteren eşe diğer eşin tepki vermesi ve darp, hakaret girişiminde bulunulması. Böyle bir durumun varlığı halinde eşler eşit kusurlu sayılacaktır. Bu da aldatılan eşin tazminat hakkının kaybolması anlamını taşıyacaktır.

Her ne kadar özel boşanma nedeni olan zina da eşin affetmesi, rıza göstermesi boşanma davası açılması için engel teşkil etse de burada affa ve rıza göstermeye ilişkin hareketin bağlayıcılığı söz konusu değildir. Zinaya dayalı boşanma sebebinde affın kabul görmesi Türk Hukukuyla bağdaşmadığı gibi hatalı bir düzenlemedir. Nitekim Türk Aile yapısına göre kabul edilemez olan bu hususun kanun tarafından kabul edilmesi manasızdır.

e. Din, İnanç vb. Değerler:

Eşler, müşterek hayatları boyunca birbirilerine saygı göstermekle yükümlü olsalar da bazı hususlar eşler için kabul edilemez olmakta ve evlilik birliğini çekilmez kılabilmektedir. Nitekim eşler arasında inanç farklılıklarının olması normaldir. Yalnızca bu nedene dayalı olarak boşanmaya karar verilemez. Fakat eşler açısından bu inanç farklılığı çatışmalara ve aile içi huzursuzluklara neden oluyorsa boşanmaya karar verilecektir. Yargıtay vermiş olduğu bir kararında normalde başörtüsü takmayan eşin, evlilikten sonra başörtüsü takması diğer eş için hayatı çekilmez kılmıştır diyerek inançların evlilik birliğini çekilmez kılabileceğine karar vermiştir.

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması ve Özel Boşanma Nedenleri

Uygulamada sık karşılaşılmayan fakat bazı avukatlar tarafından başvurulan yollardan birisi de hem özel boşanma nedenine hem de evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayanarak boşanma davası açmaktır. Bu husus önemli olup birçok hatayı beraberinde getirebilecektir. Aynı dava dilekçesinde, hem özel boşanma nedenine hem de evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayanmak mümkündür. Fakat bazı davalarda her iki sebep çelişiyor, iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil ediyorsa davanın reddi gerekmektedir. Nitekim eşlerin hem terk , hem de evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayanarak boşanma davası açması mümkün olmamaktadır. Terke dayalı boşanma davalarında eşin dönmesi için mahkeme kanalıyla ihtar çekilmektedir. Böyle bir uygulama söz konusu iken evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının iddia edilmesi kanunun özüne ve sözüne aykırılık teşkil edecektir.

Şayet eşler, hem özel hem de genel boşanma sebebine dayanmış ise, hakim her iki sebep açısından delilleri değerlendirmek ve boşanmaya buna göre karar vermekle mükelleftir. Bunun yanı sıra şayet her iki sebebe dayanılmış bir dava söz konusu ise Aile mahkemesi hakimi öncelikli olarak evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yönelmeli ve bu boşanma sebebine göre hareket etmelidir.

Belirtmek gerekir ki ; eşlerin aynı dilekçede birden fazla özel boşanma nedenine dayanmaları mümkün değildir.

Diğer Boşanma Davası Makalelerimiz İçin Tıklayınız.