5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu‘nun 13. maddesi iş kazasını tanımlamıştır. Buna göre iş kazası; sigortalının iş yerinde bulunduğu sırada, işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle, sigortalı kendi adına ve hesabına çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle, bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak iş yeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hale getiren olaydır.

İşveren tarafından sağlanan bir taşıtta (servis, araba, yakıtı karşılanan taşıt vb.), işin yapıldığı yere gidiş geliş sırasında veya işin yapıldığı esnada gerçekleşen ve işçiyi hemen veya sonra bedenen veya ruhen engelli hale getiren trafik kazası , trafik-iş kazası olarak tanımlanabilir.

Trafik Kazasının İş Kazası Olup Olmadığı – Trafik İş Kazasının Tespiti Davası

Meydana gelen trafik kazasının iş kazası olduğu hallerde buna ilişkin prosedür uygulanmalıdır. Kuruma bildirilen bu tip kazalar neticesinde kazanın iş kazası olduğu veya olmadığı tespit edilebilir. Meydana gelen trafik kazasının iş kazası olmadığı Kurum müfettişlerince tespit edilirse veya doğrudan iş kazasının tespiti için dava açılmalıdır. İş kazasının tespitine ilişkin uygulanacak prosedür ile ilgili detaylı bilgiyi ilgili yazımızı okuyarak edinebilirsiniz : İş Kazasının Tespiti Davası ve Dava Süreci

İşçinin işe giderken veya işten gelirken geçirdiği trafik kazaları veya başkaca diğer trafik kazalarının iş kazası sayılıp sayılmayacağı birçok etmene bağlıdır. Bu nedenle işin yapılışı esnasında meydana gelen her trafik kazası iş kazasıdır demek doğru olmayacaktır. Her somut olaya ayrı değerlendirilmeli ve buna göre karar verilerek kazanın trafik-iş kazası mı trafik kazası mı olduğunun tespiti önemlidir. Peki hangi trafik kazaları iş kazası sayılmaktadır ?

İşverene Ait Servisle İşe Gidiş Geliş Esnasında Meydana Gelen Kazalar İş Kazası Mıdır?

İş kazasının tanımında da belirtildiği üzere işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş geliş esnasında meydana gelen kazalar iş kazası olarak tanımlanmaktadır. Bu nedenle işverence sağlanmış bir serviste meydana gelen kaza iş kazası olacaktır. Her somut olayda meydana gelen kazanın iş kazası sayılmayacağı, illiyet bağının kesilmesi halinde meydana gelen kazanın iş kazası olarak değerlendirilemeyeceğini önemle belirtmek gerekir. Örneğin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bir kararında servis aracından ilerleyerek yolun kenarından yürümeye devam eden işçinin geçirdiği trafik kazasında illiyet bağının kesildiğine hükmetmiş ve olayın iş kazası olmadığını belirtmiştir. Bu nedenle her olayı ayrı ayrı değerlendirmek önemlidir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu vermiş olduğu 2019/389 Esas sayılı kararında şu ifadeleri kullanmıştır : ”Somut olayda; müteveffanın 12.12.2012 tarihinde baraj inşaatı işinden işveren tarafından sağlanan servis ile evine dönerken servis aracının arızalanması neticesinde araçtan indiği ve yanında bulunan bir kısım iş arkadaşlarıyla para çekmek amacıyla ilçe merkezinde bulunan bankamatiğe kadar yürüme kararı verdikleri ve servisin arızalandığı noktadan uzaklaştıkları anda trafik kazası yaşandığı konusunda şüphe bulunmamaktadır. Bu durumda sigortalının işverenin yeni servis göndereceğini bildirmesine rağmen kendi iradesi ile işverenin hakimiyet alanı olarak kabul edilen servis noktasından ayrıldığı ve para çekmek amacıyla yürürken trafik kazasının yaşandığı hususları değerlendirildiğinde, yaşanan trafik kazasının iş kazası olarak kabul edilmesi usul ve yasaya uygun değildir.”

Buna benzer bir kararı da Yargıtay 21. Hukuk Dairesi vermiş olup ilgili kararda (2018/641 Esas) şu hüküm kurulmuştur : ”Somut olayda, davacılar murisinin işverence temin edilen servis aracının yolda arızalanması üzerine servisten inerek yürümeye başlaması ve servisin bulunduğu noktadan ayrılması ile illiyet bağı kesilmiştir.”

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2003/4144 Esas sayılı kararında ise şu hükmü kurmuştur : ”Yapılan incelemede, dinlenilen tanık beyanlarından davacılar murisinin servis aracıyla işe giderken servis aracının işçiyi iş yerinin içine kadar götürmeyip Erzurum-Ilıca karayolunun üzerinde bırakıp buradan 5-6 dakikalık yürüme yolu ile davalıya ait şantiyeye ulaştığı, olay gününden önce de işe gidişlerin bu şekilde olduğu anlaşılmaktadır. Olay günü ise işçinin servis aracından Erzurum-Ilıca yolu üzerinde bırakıldığı, işçinin davalıya ait şantiyeye gitmek üzere yolun sağından soluna geçerken yoldan geçen 3. şahsa ait bir aracın çarpması sonucu öldüğü anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere işe giderken geçirilen süre 506. sayılı yasanın 11. maddesi (e) fıkrası gereğince hizmet süresinden sayılacağından ve dava konusu olay işe giderken gerçekleşmiş olduğundan kazanın trafik-iş kazası olduğu ortadadır.”

Yargıtay kararlarından da anlaşılacağı üzere illiyet bağının kesilip kesilmediğinin değerlendirilmesi hakkında genel bir yorum yapmak doğru olmayacak, her somut olayın kendi içerisinde değerlendirilmesi gerekecektir.

İşçiye/Çalışana Tahsis Edilen Araçla Meydana Gelen Trafik Kazaları İş Kazası Mıdır?

İş kazası tanımında belirtildiği üzere işveren sağlanan bir taşıt söz konusu ise meydana gelen trafik kazalarının iş kazası olduğu kabul edilmelidir. Tekrar belirtmek gerekirse her bir olayı ayrı ayrı değerlendirmek yerinde olacaktır. İşverenin tahsis ettiği otomobil ile işe gidiş geliş esnasında meydana gelen trafik kazası iş kazası sayılsa da aracın keyfi kullanımı esnasında meydana gelen trafik kazası iş kazası sayılmayacaktır. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi vermiş olduğu bir kararında bu hususu gayet güzel izah etmiştir :

”…. A.Ş. Adana Bölge Müdürü sigortalı MS’nin Mersin’de ikamet ettiği, işin niteliği, belirli mesai saatleri ile bağlı olmadığı nazara alınarak işi bittikten sonra ikametgahına rahatlıkla dönebilmesi için şirkete ait bir aracı emrine tahsis edildiği olay günü yılbaşı işleri dolayısıyla geç saatlere kadar çalıştığı, saat 2’ye doğru şirkete ait bir araçla evine dönerken geçirdiği bir trafik kazası sonucunda öldüğü, şirketin bir başka çalışanına aynı şekilde araba tahsis edildiği ve bu çalışanın arabası ile MS’yi takip etmekte iken kazanın meydana geldiği konuları tartışmasızdır. Uyuşmazlık, olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı noktasında toplanmaktadır.

506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 11/A-C maddesine göre, sigortalıların işverence sağlanan bir taşıtta işin yapıldığı yere toplu olarak götürülüp getirilmeleri sırasında meydana gelen kazalar iş kazası sayılmıştır. Davacının ve tıbbi mümessilin mesai saatlerinin muayyen olmaması genellikle, çalışmaların günün geç saatlerine kadar devam etmesi, işlerin başlama ve bitiş saatlerinin aynı olmaması nedeniyle bölge müdürü ve tıbbi mümessili topluca işyerine getirip götürmenin mümkün olmadığı, bu sebeple her birine ayrı ayrı araç tahsis edildiği anlaşılmaktadır. İşin ve görevin niteliği itibariyle sigortalıların işyerine topluca götürülüp getirilmesi mümkün olmaması nedeniyle işverenin sigortalılara ayrı ayrı araç vermiş olması, sigortalıların ve hak sahiplerinin anılan fıkradan yararlanmalarına ve kazanın iş kazası sayılmasına engel değildir. Zira, yasa koyucunun amacı sigortalıların işyerine, işverene ait araçla götürülüp getirilirken kazaya maruz kalmaları halinde bunun işkazası sayılması durumuna güvence getirilmek istenmiştir. Bu güvencenin sadece topluca götürülüp getirilme sırasında sağlanıp, münferit taşıtlarda sağlanmaması yasa koyucunun amacı ve sosyal güvenlik hukukunun temel ilkeleri ile bağdaşmazlığı ortadadır.

Amaca yönelik yorumla ve çoğun içinde azın da bulunacağı kuralından hareketle işin ve görevin özelliği nedeniyle sigortalıların topluca getirilip götürülmesinin imkansızlığı karşısında işverence sigortalıya araç tahsis edilmiş, sigortalı kendisine tahsis edilen araçla iş yerine gidip gelirken kazaya maruz kalmış ise bu kazanın iş kazası sayılması, toplu sözcüğünün zorunluluk karşısında münferit taşıtları da kapsayacağının kabulü gerekir.”

Yakıtı İşveren Tarafından Karşılanan Araçta Meydana Gelen Trafik Kazası Trafik-İş Kazası Mıdır?

İşveren tarafından servis tahsis edilmesi, araba tahsis edilmesi hallerinde meydana gelen kaza işin yapılışı ile alakalı ise iş kazasıdır. Aynı durum yakıtı işveren tarafından karşılanan araçlarda meydana gelen trafik kazaları için de geçerli olacaktır. Bu tip durumlarda işverenin araç tahsis ettiği kabul edilmelidir. Yargıtay bir kararında kendisine km başı ödeme yapılan kişinin taşıtında trafik kazası neticesinde ölmesi karşısında meydana gelen kazanın iş kazası olduğuna hükmetmiştir.

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 2008/17301 Esas sayılı kararı şu şekildedir : ”Zararlandırıcı olaya maruz kalan işçinin, elektrik mühendisi olup iş yerinde işletmeler müdürü olarak görev yaptığı, olay günü davalı işverenlik tarafından işletilen H.H.’da müfettişlerce yapılacak denetimde hazır bulunduktan sonra, iş bitimi, sevk ve idare ettiği … plakalı otomobille Sakarya’dan İstanbul’a dönerken saat 20.10 sularında Tem otoyolunda saat 20.10 sularında meydana gelen zincirleme trafik kazası neticesinde öldüğü, davacılar murisin ölümü ile sonuçlanan bu kazanın trafik iş kazası olduğu, her ne kadar kazaya karışan aracın maliki sigortalı ise de işverenin işlerinde kullanması için sigortalıya kilometre başına ödeme yaptığı, diğer bir deyişle işverence sigortalının kullanımına tahsis edilen araçla kaza geçirdiği uyuşmazlık konusu değildir.”

Trafik İş Kazası Nedeniyle Açılacak Maddi ve Manevi Tazminat Davası

Trafik iş kazasının tespiti sonrasında meydana gelen kazada sorumluluğu bulunan işverene maddi ve manevi tazminat talepli dava açılmalıdır. Bu davaya ilişkin detaylı bilgiler ilgili yazımızda verilmiş olup ilgili yazımızı okuyabilirsiniz : İş Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat Davası

Trafik İş Kazası Nedeniyle Maddi Manevi Tazminat Davasında Görevli Mahkeme

Trafik iş kazasının varlığı halinde bu kazanın iş kazası olduğunun tespitinde ve sonrasında açılacak maddi ve manevi tazminat davasında görevli mahkeme İş Mahkemeleridir. İş Mahkemelerinin görev alanında olan bu davaları başka bir mahkemede açmak görevsizlik kararı ile sonuçlanacaktır.

Trafik İş Kazası Nedeniyle Maddi Manevi Tazminat Davasında Yetkili Mahkeme

Trafik iş kazası nedeniyle açılacak maddi tazminat ve manevi tazminat davalarında yetkili mahkeme genel yetki kurallarına göre belirlenmelidir.

Trafik İş Kazaları Nedeniyle Maddi Manevi Tazminat Davasında Davacı

Meydana gelen trafik-iş kazasının iş kazası olduğunun tespiti ile birlikte hak sahibi kişiler maddi ve manevi tazminat davası açacaktır. Bu davada meydana gelen trafik kazasından zarar gören kişi davacı olacaktır. Ölümlü trafik kazasının olması halinde ise ölen kişinin mirasçıları dava açma hakkına sahiptir.

Trafik İş Kazası Nedeniyle Maddi Manevi Tazminat Davasında Davalı

Trafik iş kazası nedeniyle açılacak maddi tazminat ve manevi tazminat talepli davalarda davalı olarak işveren yer almalıdır.

Trafik İş Kazası Nedeniyle Tazminat Davalarında Dava Süresi

Bu tip yargılamalar İş Mahkemesinin görev alanında olup ortalama 1,5 yıllık süreçte yargılama tamamlanmaktadır. Mahkemenin yoğunluğuna göre yargılama süresi uzayabilir veya kısalabilir.

İş kazasına ilişkin diğer yazılarımızı okuyabilirsiniz :

Trafik iş kazası neticesinde maddi ve manevi tazminat davası açmak isteyen yurttaşlar, iletişim bölümünden tarafımıza (iş kazası alanında uzman avukatımıza) ulaşabilir.