Türk Medeni Kanunu’nun 495. maddesi ve devamındaki maddeler mirasçıları ve zümre sistemini düzenlemiş olup 500. maddede ise Evlatlık ve altsoyunun mirasçılık sıfatını düzenlemiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 500. maddesine göre; ”Evlatlık ve altsoyu, evlat edinene kan hısımı gibi mirasçı olurlar. Evlatlığın kendi ailesindeki mirasçılığı da devam eder. Evlat edinen ve hısımları, evlatlığa mirasçı olmazlar” denilerek evlatlık ve onun alt soyunun mirasçılık sıfatını açık bir şekilde düzenlemiştir.

Madde metnine göre evlatlık kişi, aynı öz çocuklar gibi kabul edilecek ve mirastan diğer kardeş ve/veya kardeşleri gibi eşit pay alacaktır.

Evlatlık yalnızca evlat edinenin mirasçısı olabilir. Evlat edinen ise evlatlığın mirasçısı olamaz. Yine evlat edinenin hısımları da evlatlığa mirasçı olamazlar.

Türk Medeni Kanunu’na göre kimlerin mirasçı olabileceğine dair yazımızı okuyabilirsiniz : Kimler Mirasçı Olabilir?

Evlatlığın Altsoyunun (Çocuklarının) Mirasçılığı

Türk Medeni Kanunu‘nun 500. maddesinde belirtildiği üzere evlatlık ve altsoyu evlat edinen kişiye kan hısımı gibi mirasçı olurlar. Evlatlığın altsoyunun mirasçı olabilmesi için evlatlığın evlat edinenden önce ölmesi gerekmektedir. Aksi halde altsoy mirasçılık sıfatını kazanamayacaktır.

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 2015/5616 Esas sayılı kararı şu şekildedir :

”Mahkemece, 18.03.1986 tarihinde vefat eden muris X’in evlatlığının çocuğu olan davacının babası Y’nin 16.08.1974 tarihinde yani evlat edinenden önce vefat ettiği, evlatlığın mirasçısının evlat edinenin mirasçısı olmadığı gibi mahkemelerden alınmış bir yetki belgesi de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir.

Davacı, muris X’in evlatlığı olan Y’nin çocuğudur. Muris X , 18.03.1986 tarihinde, evlatlığı olan Y, ise 16.08.1974 tarihinde yani muristen önce vefat etmiştir. TMK’nın 500. maddesi gereğince; evlatlık ve altsoyu, evlat edinene kan hısımı gibi mirasçı olacağından evlatlığın daha önce vefat etmiş olması onun altsoyunun evlat edinenin mirasçısı olmasına engel teşkil etmez. Bu nedenle muris X’in yasal mirasçısı konumunda bulunan Y’nin davacı sıfatı bulunduğu gözetilerek davanın esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.”

Bir diğer önemli kararı daha paylaşmak istemekteyiz. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin vermiş olduğu 2017/2282 Esas sayılı karar şu şekildedir :

” Özeti: Talep, mirasçılık belgesi istemine ilişkindir. Talep eden, ölen halası murisin mirasçılık belgesinin verilmesini talep etmiştir.Somut olayda mirasbırakanın 18.01.2016 tarihinde, mirasbırakanın kardeşinin ise mirasbırakandan önce 08.02.2007 tarihinde vefat ettikleri anlaşılmıştır. Mirasbırakanın kardeşinden sonra ölmesi nedeni ile evlatlığının mirasbırakanın mirasçısı olması yasadaki düzenleme gereği mümkün değildir. Mirasbırakanın kendisinden önce ölen kardeşinin evlatlığının da mirasçı olarak kabul edilerek mirastan pay verilmesi doğru görülmemiştir.

Talep eden tarafından, 23/02/2016 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; talebin kabulüne dair verilen 25/02/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi talep eden … tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_ K A R A R _

Talep, mirasçılık belgesi istemine ilişkindir.

Talep eden, 18.01.2016 tarihinde ölen halası muris …’ın mirasçılık belgesinin verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece, talebin kabulü ile murisin mirasçılarının belirlenmesine karar verilmiştir.

Hükmü, talep eden temyiz etmiştir.

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunun 314/2. maddesine göre evlatlık evlat edinene mirasçı olur. Aynı kanunun 500. maddesi hükmüne göre ise evlatlık ve alt soyu sadece evlat edinen yönünden kan hısımı gibi mirasçı olur. Evlat edinenin kendi miras bırakanlarından daha önce ölmesi halinde evlatlığın evlat edinenin miras bırakanlarına mirasçı olacağına ilişkin yasada bir hüküm bulunmamaktadır.

Somut olayda; mirasbırakan …’ın 18.01.2016 tarihinde, mirasbırakanın kardeşi …ise mirasbırakandan önce 08.02.2007 tarihinde vefat ettikleri anlaşılmıştır. Mirasbırakan …’ın kardeşi …’den sonra ölmesi nedeni ile …’in evlatlığı …’in mirasbırakan …’ın mirasçısı olması yasadaki düzenleme gereği mümkün değildir.

O halde mahkemece, mirasbırakan … mirasçılarının yalnızca Itır … ve … olarak belirlenmesi gerekirken mirasbırakanın kendisinden önce ölen kardeşinin evlatlığı …’in de mirasçı olarak kabul edilerek mirastan pay verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle talep edenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 15.02.2021 gününde oy birliği ile karar verildi.”

Evlatlığın Kendi Ailesindeki Mirasçılığı

Türk Medeni Kanunu 500. maddesine göre evlatlığın kendi ailesindeki mirasçılık sıfatı devam etmektedir. Burada kanun koyucu evlatlık edinen kişinin üstün yararını koruma gayreti taşımaktadır. Bu durumun evlatlığın kendi ailesinde yer alan diğer mirasçılar bakımından eşitlik ilkesine aykırı olduğu kanaatindeyim.