Ortaklığın giderilmesi davası uygulamada izale-i şuyu davası olarak da bilinmekte olup mirasçılar veya paydaşların elbirliği mülkiyeti veya paylı mülkiyet halinde sahip oldukları taşınır ve taşınmazların satış veya aynen taksim yoluyla paylaştırılmasına hizmet eden bir davadır. Türk Medeni Kanunu‘na göre bu davayı mirasçılar veya paydaşlardan her biri açabilir ve paylaşımın nasıl yapılması gerektiğini de belirterek talepte bulunabilir. Ortaklığın giderilmesi davası için detaylı yazımıza ulaşabilirsiniz : Ortaklığın Giderilmesi Davası (İzale-i Şuyu)

Ortaklığın giderilmesi için yargılamayı yapan mahkeme ilk etapta taraf teşkilinin sağlanmasını irdeleyecektir. Taraf teşkili, dava konusu taşınır taşınmaz üzerinde sahipliği bulunan her bireyin davadan haberdar edilmesi ve yargılamaya davet edilmesidir. Yargılamayı yapan Sulh Hukuk Mahkemesi ilk etapta taraf teşkilini sağlamalıdır.

Ortaklığın Giderilmesi Davasında Taşınır ve Taşınmazların tespiti

İzale-i Şuyu davasında davacı taraf dava dilekçesinde hangi taşınır ve taşınmazlara ortak olarak sahip olunduğunu belirtir ve ortaklığın ne şekilde giderilmesi gerektiğini de bildirir. Davacı taraf taşınır taşınmazların aynen taksimini isteyebileceği gibi satılarak parasının paylaştırılmasını da isteyebilir. Bu noktada Sulh Hukuk Mahkemesi dava konusu olan taşınır ve taşınmazları tespit etmeli, bunların değerleri ve hukuki durumları için ilk etapta ilgili Tapu Müdürlüklerine müzekkere yazmalıdır. Bu noktada bu taleplerin sağlıklı bir şekilde iletilmesi ve yargılama süresinin kısaltılması davacı tarafın da sorumluluğunda olup davaya sağlıklı bir şekilde hazırlanılmalıdır.

Taşınır veya taşınmazların tespiti sonrasında bunların değerleri ve hukuki durumları tespit edilmelidir. Bu noktada yapılması gereken usuli işlem keşif’tir.

Keşif Yapılması Zorunluluğu

Ortaklığın giderilmesi için dava konusu taşınır ve taşınmazların değerleri, hukuki durumları ve talebe göre de aynen taksimin mümkün olup olmadığı tespit edilmelidir. Sulh Hukuk Mahkemesi ilgili taşınır ve taşınmazlarlar için keşif işlemi yapacaktır. İlgili Mahkeme, keşif günü verecek ve keşifle ilgili masrafların davacı tarafından yatırılmasını isteyecektir. Bu usuli işlemler sonrasında belirlenen günde Sulh Hukuk Hakiminin belirlediği Bilirkişi Heyeti ile keşif işlemi yapılır. Bu keşif işlemi neticesinde yetkili Bilirkişiler bir rapor tanzim ederek Mahkemeye sunar.

Keşif yapılmaksızın bir taşınır veya taşınmaz hakkında bilgi edinilmesi mümkün ise de sağlıklı değildir. Bu noktada keşif yapılmadan bir karar verilmesi isabetsiz olacaktır. Keşif yapılmaksızın karar verilmesi halinde bu bir bozma sebebidir. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin bu yöndeki kararını sunarız :

YARGITAY 14. Hukuk Dairesi Kararı (2017/6014 E. – 2018/2050 K. )

…Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 18.02.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_ K A R A R _

Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.

Mahkemece, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.

Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.

Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.

Ortaklığın giderilmesi davaları taşınmazın aynına ilişkin olup mahkemece tapu kayıtlarının zemine uyup uymadığının denetlenmesi ve taşınmazların değerinin belirlenmesi amacıyla mahallinde keşif yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir.

Somut olayda; mahkemece, keşif yapılmadan ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiği görülmüştür.

Mahkemece taşınmazda ki ortaklığın giderilmesi konusunda HMK’nın 288 vd. maddeleri uyarınca mahallinde keşif yapılarak rapor alınmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 19.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Görüldüğü üzere keşif yapılmaksızın ortaklığın giderilmesine karar verilmesi bozma sebebidir. Bu ve buna benzer yargıtay kararlarını buradan sorgulayabilirsiniz.