İş Mahkemelerinde görülen davaların neredeyse tamamında en önemli delil tanıklardır. Gerek işçilik alacaklarında gerek işe iade davaları ve hizmet tespit davalarında, davacı işçilerin iddialarını ispata yarayan en önemli araç tanık delilidir. Tanık beyanları, aleyhe bir yazılı delil olmadığı müddetçe İş Mahkemelerinde hükme esas alınan beyanlar olup yargılamanın en önemli aracıdır. Peki her tanık veya her tanık beyanı Mahkeme Hakimi tarafından hükme esas alınacak kıymette midir ?
Tanıkların Davalı İşveren İle Devam Eden Davasının Olması
Tanık deliline dayanan davacı taraf, usulüne uygun bir şekilde tanık bilgilerini içerir delil dilekçesini ilgili mahkemeye sunacaktır. Mahkeme Hakiminin belirlediği bir günde beyanlarına başvurulacak olan davacı tanıklarının öncelikle davalı işveren ile husumetinin olmaması gerekmektedir. Şayet tanık ile davalı işveren arasında devam eden bir yargılama söz konusu ise bu durumda tanık ile işverenin husumetli olduğu kabul edilecektir. Böyle bir durumda tanık olarak beyanda bulunan kişinin beyanlarına tek başına itibar edilmeyecektir. Başkaca deliller var mı yok mu araştırılacak ve buna göre karar verilecektir. Bu nedenle tanık olarak bildirilecek kişilerin işveren ile başkaca bir davası olmamalıdır. Şayet olur ise ve başkaca delil de sunulamamış ise tanığın beyanları hükme esas alınmayacaktır ve aleyhe bir hüküm ortaya çıkacaktır.
İş Mahkemesi’nde görülen davalarda en önemli ve bazen de tek delil olan tanık beyanları, bu noktada daha da değer kazanmaktadır. Şayet bir tanık sunulmuş ise ve bu tanığın da işveren ile husumeti olduğu tespit edilirse davacı işçi, davasını ispatta sorunlar yaşayabilir. Dosyadaki diğer deliller değerlendirilir ve buna göre karar verilir. Burada ispat yükünün kimde olduğu hususu da önem taşımaktadır. Başka yazılarımızda ispat yükü ve ispat hususlarına değindiğimiz için burada detaya girmeyeceğiz. İlgili yazılarımıza ulaşabilirsiniz : – Fazla Çalışmanın İspatı , –İşe İade Davalarında İspat Yükü Kimdedir ?
Husumetli Tanıkların Beyanlarının Hükme Etkisi
Yargılamalarda yukarıda belirttiğimiz üzere tanıkların husumetli olup olmadıkları değerlendirilmeli, şayet husumetli ise bu beyanlara ihtiyatlı yaklaşılarak başkaca delillerle muhakkak desteklenmelidir. Aksi halde davacının davasını ispatı zorlaşacak ve davanın reddine karar verilebilecektir. Aşağıdaki Yargıtay Kararında da davacı işçi tanıklarının, davalı işveren ile husumetli olduklarını beyan ettikleri, buna rağmen Yerel Mahkemenin davanın kabulüne karar vermesinin isabetli olmadığı ve bu doğrultuda bozma kararı verildiği görülecektir :
Tanıkların İşveren İle Husumetli Olması ile ilgili Yargıtay Kararı
Aşağıda sunulan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin kararında da görüleceği üzere yukarıda yaptığımız açıklamalar doğrultusunda hareket etmek ve tanık deliline dayanırken tanıkları bu bilgiler ışığında belirlemek gerekmektedir.
Yargıtay Kararları sorgulama sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.