Hukukumuzda açılan davalarda davalı olarak gösterilen kişi veya kuruma, davacı ve/veya vekili tarafından sunulan dava dilekçesi ile birlikte düzenlenmiş tensip zaptı ve dava dilekçesinin ekleri tebliğ edilir. Bu evrakların davalıya/davalılara tebliği ile birlikte davalı tarafın cevap verme süresi başlayacaktır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu‘nun Cevap Dilekçesi başlıklı İkinci Bölümü’nde yer alan 126. ve 127. maddesi şu şekildedir :

Cevap dilekçesinin verilmesi

MADDE 126- (1)Davalı, cevap dilekçesini, davanın açılmış olduğu mahkemeye verir.

(2) Cevap dilekçesine davacı sayısı kadar örnek eklenir.

(3) Cevap dilekçesi, havale edildiği tarihte verilmiş sayılır.

(4) Cevap dilekçesinin örneği mahkeme tarafından davacıya tebliğ edilir.

Cevap dilekçesini verme süresi

MADDE 127- (1) Cevap dilekçesini verme süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak, durum ve koşullara göre cevap dilekçesinin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor yahut imkânsız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, bir defaya mahsus olmak ve bir ayı geçmemek üzere ek bir süre verilebilir. Ek cevap süresi talebi hakkında verilen karar taraflara derhâl bildirilir.

Görüldüğü üzere davalının cevap dilekçesi verme süresi 2 haftadır. Bu sürede cevap dilekçesinin verilmemesi halinde cevap süresi kaçırılmış sayılacak ve davanın inkar edildiği kabul edilerek buna göre yargılama yapılacaktır. Bu nedenle davalı olan yurttaşların bu sürelere dikkat etmeleri gerekmektedir. Bazı dosyalarda davalı tarafın elinde güçlü deliller dahi olsa usul hükümlerine uyulmadığı takdirde hak kayıpları olabilmektedir. Bu nedenlerle yapılan her tebligat ve taraflara verilen her süre çok önemlidir.

Davaya Cevap Verme Süresinin Uzatılması – Süre Uzatım Dilekçesi

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 127. maddesi doğrultusunda davalı taraf, cevap dilekçesi verme süresi içerisinde başvuru yapar ve cevap dilekçesi verme süresinin uzatılmasını talep eder ise yargılamayı yapan Mahkeme, bir ara karar oluşturur ve madde doğrultusunda 1 ayı geçmemek üzere ek süre verir. Bu ek süre içerisinde davalı taraf, delilleriyle birlikte cevaplarını bir dilekçe ile ilgili mahkemeye sunmalıdır.

Uygulamada ara karar oluşturularak süre uzatım kararı verilmekte ise de bu karar talepte bulunan davalıya tebliğ edilmemekte, yargılama sürecinde de cevap dilekçesinin süresinde verilmediği kabul edilebilmektedir. Bu tamamıyla yanlış bir uygulama olup süre uzatım kararının tebliğ edilmesi gerekmektedir. Mahkemece verilen bir karar muhakkak taraflara veya ilgili tarafa tebliğ edilmelidir ki tebligat yapılmış sayılsın. Aksi halde ilgilisinin kendiliğinden bu karardan haberdar olmasını beklemek isabetsiz olacaktır. Maalesef bazı mahkemeler hala bu şekilde uygulamalarını sürdürmekte ve diretmektedir. Buna ilişkin Yargıtay kararları açık olup ilgili yazımıza buradan ulaşabilirsiniz : Süre Uzatım Kararının Tebliğ Edilmemesi

Süre Uzatım Talepli Dilekçe Örneği

Aşağıdaki dilekçe örnek bir dilekçe olup her birey kendi davasına göre uyarlamalıdır. Yalnızca bilgi amaçlı paylaşılmıştır :

süre uzatım dilekçesi

Sitede bulunan diğer yazılara buradan ulaşabilirsiniz.