Yargımızın en büyük problemi yargılama süreleri olup hukukçuların ve yurttaşların her daim bu yönde şikayetleri olmuştur. Bu şikayetlerin haklılığı tartışılmaz olup yargılama sürelerinin kısaltılması zorunluluktur. Bu doğrultuda her dönemde usul yasalarında değişiklik yapılmış ve yargılamanın hızlandırılmasının yolu aranmıştır. Öncelikle Medeni Usul Kanunu üzerinde değişiklik yapılmış ve istinaf mahkemeleri kurularak temyiz incelemesinin daha sağlıklı ve daha süratli gerçekleştirilmesi amaçlanmıştır. İstinaf Mahkemelerinin dosyaları incelemeleri başlangıçta hızlı olmuş ve gerçekten de işe yarayacağı düşünülmüştür fakat bu düşünce zamanla yerini endişeye bırakmıştır. Gelinen süreçte İstinaf incelemesine gönderilen dosyalar en erken 1 yılda neticelenmektedir. Birçok dosya için bu süreler aşılmış ve konu maalesef maksadını aşmıştır.
Yargıdaki bu yığılma bir başka şekilde giderilmeye çalışılmış ve Kazan – Kazan reklamları ile birlikte Arabuluculuk Sistemi tanıtılmış ve bununla ile ilgili yasal düzenlemeler yapılmıştır. Arabuluculuk Kanunu düzenlenmiş ve resmi gazetede yayımlanmış ve ardından 2 Haziran 2018 tarihli resmi gazete ile birlikte Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği yürürlüğe girmiştir.

Kimler Arabulucu Olabilir ?
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 32. maddesi kimlerin arabulucu olabileceğini düzenlemiştir. Bu maddeye göre arabulucu olabilmek için hukuk fakültesi mezunu olmak ve meslekte 5 yıllık kıdem kazanmış olmak gerekmektedir. Bu şartların sağlanması sonrasında başvuran kişiye eğitim verilir, eğitim süreci sonrasında Arabuluculuk Sınavı’na girilecektir. Bu sınavda da başarılı olunması halinde başvuran kişi Adalet Bakanlığı’nca Arabulucu olarak yetkilendirilir.
İhtiyari Arabuluculuk ve Zorunlu Arabuluculuk
Arabuluculuk Yönetmeliğinde 15. madde ve devamında Arabulucuk Faaliyeti başlığında arabulucuya başvuru esasları düzenlenmiştir. Genel esasların belirtildiği bu maddelerde arabulucuya başvuru hususları düzenlenmiş ve ihtiyari arabuluculuk esasları yasalaştırılmıştır.
Özel Hükümlerin İkinci Bölümü 22. Madde ve devamında düzenlenmiş olup buradaki düzenleme de Dava Şartı Olarak Arabuluculuk başlığıyla düzenlemiştir. Hukukumuzda bazı davalar için zorunlu arabuluculuk şartı getirilmiştir. Artık yasalarca belirlenmiş dava çeşitleri için doğrudan dava açılmasının önüne geçilmiş ve taraflar uzlaşabilirler düşüncesiyle arabulucuya yönlendirilmiştir. Tabi ki doğrudan dava açılabilir fakat bu tip durumlarda arabuluculuk başvurusu olmadığından ötürü dava usulden reddedilecektir.
Arabuluculuk Başvurusu
İhtilafları çözmek amacıyla avukata başvuran veya bizzat başvuru yapan yurttaşlar artık bizzat veya vekilleri aracılığıyla davanın çeşidine göre Arabuluculuk Bürosu’na başvurmak ve bu süreci tamamlamak zorundadır. Bazı davalar için dava şartı olarak görülen arabuluculuk sistemi, bu başvuru olmadan dava açılması halinde davanın usulden reddedilmesine yol açacaktır. Bu hallerde Adliyelerde bulunan Arabuluculuk Bürosu’na başvurulması gerekmektedir.
Diğer yandan ihtilaflı olan yurttaşlar kendilerinin belirleyeceği bir arabulucuya başvurup ihtilafın çözülmesini de talep edebilir. Bu durumda taraflar Arabulucu’yu kendileri belirleyecektir.
Arabuluculuk Görüşmeleri
Arabuluculuk Bürosu’na başvurulması sonrasında bir Arabulucu belirlenir ve taraflarla iletişime geçilerek uygun bir gün için toplantı günü belirlenir. Taraflar bizzat katılabileceği gibi salgın nedeniyle artık görüşmeler görüntülü/sesli olarak da gerçekleştirilebilmektedir. Taraflar görüşmelerde taleplerini belirtir ve uzlaşma zemini ararlar.
Arabulucu olan kişi, Yönetmelik’te belirlenmiş ilkelere uymakla yükümlüdür. Arabulucu, görevini özenle ve tarafsız biçimde yerine getirmeli ve tarafları arabuluculuğun esasları ve diğer hususlarda bilgilendirmelidir. Arabulucu olan kişi reklam yasağına uymalı ve kendisine verilen bu görevi iş elde etmek amacıyla kullanmamalıdır. Bugün meslektaşların ünvanlarının önüne Arabulucu yazması bu kapsamda değerlendirilmemekte olup ilgili Yönetmelik’in 8. maddesinde düzenlenmiştir.
Arabulucuk görüşmelerinin bir diğer özelliği de bu görüşmede konuşulan hususlar ve sunulan belgeler ile diğer hususların davada aleyhe delil olarak kullanılamayacağıdır. Yapılan görüşmelerde taraflar uzlaşamayabilir ve ihtilaf Mahkemelerde açılacak davalar ile çözümlenmek durumunda olabilir. Bu tip durumlarda görüşme esnasında paylaşılan bilgiler ve belgeler aleyhe olarak kullanılamayacaktır.
Arabuluculuk Yönetmeliğine buradan ulaşabilirsiniz.
Diğer makalelerimize buradan ulaşabilirsiniz.