Sigortalılığın tespiti davası olarak da bilinen hizmet tespit davası, Sosyal Sigortalar Kanunu‘na dayanarak işçiler tarafından açılabilir. Bu dava ile sigorta kayıtlarında gerçeğe aykırı olan eksik veya hatalı bilgiler ile sigorta kaydı hiç olmayan işçiler bu eksikliklerin giderilmesini isteyebilir. Hizmet tespit davasına ilişkin diğer önemli yazılarımıza ulaşabilirsiniz. (-Hizmet Tespit Davası , –Hizmet Tespit Davasında Hak Düşürücü SüreHizmet Tespit Davası Açma Şartları)

Hizmet tespit davası niteliği itibariyle tespit davası olup bu davaya özgü yargılama usulü benimsenecektir. Ek olarak bu husus kamu düzeninden sayılmakla birlikte bu noktada Hakim’e resen araştırma yapma yetkisi söz konusudur. Hakim, yargılamaya ışık tutacak belge ve bilgileri toplar ve ilgili kurumlara müzekkere yazarak bu bilgi ve belgeleri dosyaya kazandırır.

Hizmet Tespit Davasında Deliller

Hizmet tespit davası açmak isteyen işçi ve vekili, işçiye ait varsa işe giriş bildirgesi, ücret ödemelerine dair varsa banka kayıtları ve her türlü yazılı delil ile davasını ispatlayabilir. Ek olarak tanık delili ile dava ispat edilebilir. Bu noktada tanıkların salt beyanına bakılarak hüküm kurulmaz. Tanıkların ilgili iş yerinde çalışıp çalışmadığı, çevre iş yerlerinden alınacak bilgi ve belgeler ile kolluk tarafından tespit edilmelidir. Yargıtay bu noktada bazı ilkeler benimsemiştir.

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi vermiş olduğu bir kararında (2012/13342 Esas) ”bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Kimi ayrık durumlar dışında, resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olur. Ne var ki bu tür kanıtlar salt bu nedene dayanarak istemin reddine neden olmaz; aksi durumun ispatı olanaklıdır. Somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordro tanıkları ve komşu işyerinin kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.” demiştir.

Hükümde de görüleceği üzere yazılı ve tanık delili ile ispatın mümkün olduğu belirtilmiştir. Ek olarak önemle belirtmek gerekir ki yalnızca tanık deliline dayanılıyor olması halinde bu tanık delilinin gerçekliği araştırılacak ve buna göre hüküm kurulacaktır.

Yargıtay’a göre Hizmet Tespit Davasında Yazılı Delillerin Değerlendirilmesi

Yazılı delil yargı sistemimizin en önemli delili olup yazılı delilin varlığı önemlidir. İşe giriş bildirgesi vb. evrakların Kurum’a bildirilmiş olması işçi bakımından yazılı delil oluşturmaktadır. Yerel Mahkeme hizmet tespit davası yargılamasında öncelikle yazılı delillerin varlığını araştırmalı sonrasında tanık delili var ise bunu değerlendirmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bir kararında (2005/21-60 Esas) şu ifadelerle yargılama için izlenmesi gereken süreci izah etmiştir :

Bu davalarda da iş yerinde tutulması gerekli dosyalar ile kurumdaki belge ve kanıtlardan yararlanılmalı, ücret bordroları getirtilmeli, müfettiş raporları olup olmadığı araştırılmalı, aynı dönemde iş yerinde çalışanlar saptanmalı, sigortalının hangi işte hangi süre ile çalıştığı açıklanmalı, gerektiğinde komşu iş yeri çalışanlarının da bilgilerine başvurularak gerçek çalışma olgusu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı biçimde kanıtlanmalıdır.

Yargıtay’a göre Hizmet Tespit Davasında Tanık Delilinin Değerlendirilmesi

Yargıtay Daireleri vermiş oldukları kararlarda yargılamada nelere dikkat edilmesi gerektiğini belirtmektedir. Hizmet tespit davalarında herhangi bir ispat şartı ön görülmemiş olup dava tanık ile ispatlanabilir. Yalnızca tanık beyanına başvurulması ise hüküm kurmaya elverişli değildir. Bu tanığın beyanlarının doğruluğu ve tanığın gerçekten ilgili iş yerinde veya yakınında çalışıp çalışmadığı araştırılmalı ve buna göre tanık beyanı hükme esas alınmalıdır.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu vermiş olduğu bir kararında (2005/21-60 Esas) tanık deliline başvurulması halinde ne yapılması gerektiğini şu şekilde izah etmiştir :

…İfadeleri hükme dayanak kılınan tanıkların, işyeri yada komşu işyeri çalışanları olduklarından kuşku duyulmamalı, beyanları diğer yan delillerle desteklenmelidir. Bu kişilerin, hizmet tespiti istenen tarihte, işyeri-komşu işyeri sigortalısı yada işvereni olup olmadıkları araştırılmalı, bu yönde yapılacak araştırma gerekirse zabıta marifetiyle yaptırılmalı, davalı Kurumdan, bu kişilerin belirtilen tarihte sigortalılık bildirimlerinin hangi işyerinden yapılmış olduğu da sorularak, elde edilen bilgilerin ifadelerde belirtilen olgularla örtüşüp örtüşmediği de irdelenmeli ayrıca, söz konusu iş yerinin 506 sayılı Kanun kapsamında olup olmadığı da araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir.”