İş Hukukunda bir işçinin ölmesi veya bir işverenin ölmesi halinde hukuki ilişkilerin ne olacağı ve ölen işçinin yakınlarının haklarını neler olacağı ve yine ölen işverenin işçilerinin durumlarının ne olacağı hususlarında bilgi aktaracağız. İşçinin ölmesi veya işverenin ölmesi hususları İş Kanunu’nda değil Türk Borçlar Kanunu’nda karşımıza çıkmaktadır. Nitekim Türk Borçlar Kanunu’nun 440 ve 441. Maddeleri bu hususları düzenlemiştir. Madde içeriklerinden de görüleceği üzere işçinin ölmesi halinde veya işverenin ölmesi halinde hak sahiplerine ödenecek tazminata ölüm tazminatı adı verilmektedir. Uygulamada bu tazminat türü destekten yoksun kalma tazminatı olarak adlandırılsa da daha doğru bir terim olan ölüm tazminatını kullanmayı tercih etmekteyiz.

işçinin işverenin ölümü halinde tazminat

İşçinin Ölümü ve İşçinin Ölümü Halinde Ölüm Tazminatı 

Türk Borçlar Kanunu’nun 440. Maddesinde işçinin ölümü düzenlenmiş olup madde metni şu şekildedir :

‘ Sözleşme, işçinin ölümüyle kendiliğinden sona erer. İşveren, işçinin sağ kalan eşine ve ergin olmayan çocuklarına, yoksa bakmakla yükümlü olduğu kişilere, ölüm gününden başlayarak bir aylık; hizmet ilişkisi beş yıldan uzun bir süre devam etmişse iki aylık ücret tutarında bir ödeme yapmakla yükümlüdür. ’ 

Türk Borçlar Kanunu’na buradan ulaşabilirsiniz.

Görüldüğü üzere madde metni açık olup bir işçinin ölümü halinde hak sahiplerine ödenmesi gereken tazminat miktarları belirtilmiştir. Bu madde metnine göre ödenmesi gereken tazminata ‘ölüm tazminatı’ denmektedir.

*Bu noktada önemle belirtmek gerekir ki ; işçinin iş kazası nedeniyle ölmesi halinde kendisinin ve/veya hak sahiplerinin hakları ayrı tutulmalı ve bu maddeye göre neticeye gidilmemelidir. Nitekim iş kazasının niteliği itibariyle işverenin farklı türden bir sorumluluğu bulunmaktadır.

İşverenin Ölümü ve İşverenin Ölümü Halinde

Türk Borçlar Kanunu’nun 441. Maddesinde de işverenin ölümü halinde neler olacağı ve hak sahiplerinin haklarını kimlerde talep edeceği düzenlenmiştir. Buna göre Türk Borçlar Kanunu’nun 441. Maddesi şu şekildedir :

‘İşverenin ölümü halinde, yerini mirasçıları alır. Bu durumda işyerinin tamamının veya bir bölümünün devri ile gerçekleşen hizmet ilişkisinin devrine ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır. Hizmet sözleşmesi ağırlıklı olarak işverenin kişiliği dikkate alınmak suretiyle kurulmuşsa, onun ölümüyle kendiliğinden sona erer. Ancak, işçi sözleşmenin süresinden önce sona ermesi yüzünden uğradığı zarar için mirasçılardan hakkaniyete uygun bir tazminat isteminde bulunabilir. ’

Görüldüğü üzere bir işverenin ölümü halinde işçi, mevcut hakları için işverenin mirasçılarına başvurabilecek ve ilgili tazminat haklarını işverenin mirasçılarından talep edebilecektir.

Ölüm Tazminatı ve Kıdem Tazminatının Farkları

Ölüm tazminatı ve kıdem tazminatının her ikisi de tazminat niteliğinde olmalarına rağmen farklı usullere tabidirler. Her iki tazminatın aralarında farkın daha net bir şekilde anlaşılması adına tablo ile açıklama yapmak istemekteyiz :           

Kıdem TazminatıÖlüm Tazminatı
İşçinin ölümü halinde mirasçılarına ödenir.İşçinin ölümü halinde mirasçılarının yanı sıra bakmakla yükümlü olduğu kişilere de ödenir.
Dava yoluyla talep edilmesi halinde mevduata uygulanan en yüksek faiz uygulanır.Dava yoluyla talep edilmesi halinde yasal faiz uygulanır.
Zamanaşımı 10 yıldırZamanaşımı 10 yıldır

Kıdem Tazminatına ilişkin detaylı yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.

ÖLÜM TAZMİNATININ HUKUKİ SORUNSALI

Her ne kadar Türk Borçlar Kanunu’nda işçinin ölümü halinde hak sahiplerinin ölüm tazminatına hak kazanacağı düzenlenmiş olsa da doktrinde bu tazminatın Borçlar Kanunu’na tabi işçilere ödeneceği görüşü hakimdir. Fakat Türk Borçlar Kanunu’nun genel bir kanun olduğu ve bu nedenle tüm işçilerin bu tazminattan faydalanabileceği görüşü de ağırlıktadır.