Türk Medeni Kanunu’nda boşanma nedenleri iki ana başlıkta ayrılmıştır. Bunlardan ilki özel boşanma sebepleri (zina, akıl hastalığı, haysiyetsiz hayat sürme vb.) olup diğeri ise genel boşanma nedenleridir. Genel boşanma nedenleri ise üç ana başlıkta incelenir. Bunlar :

  1. Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması
  2. Anlaşmalı Boşanma Hali
  3. Fiili Ayrılık Hali
boşanma avukatı

İlk iki genel boşanma nedenine dair detaylı bilgi için boşanma nedeni üzerine tıklamanız yeterli olacaktır. Burada izah edeceğimiz genel boşanma nedeni fiili/eylemli ayrılık halidir. Fiili ayrılık hali Türk Medeni Kanunu’nun genel boşanma nedenlerini düzenleyen 166. Maddesinin 3. Fıkrasında yer almaktadır. Madde metnine göre : ‘Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayatı yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.’

Fiili Ayrılık Nedeniyle Boşanmaya Karar Verilmesinin Şartları

Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. Maddesi gereğince fiili ayrılık nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için şu şartların varlığı aranır :

  • Açılmış boşanma davası reddedilmeli,
  • Boşanmanın reddi kararının kesinleşmesinden itibaren üç yıl geçmeli
  • Üç yıllık süreçte müşterek hayat kurulamamış olmalıdır.

Görüldüğü üzere madde metni bağlamında fiili ayrılık nedeniyle boşanma kararı verilebilmesi için bu üç şartın gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu şartları inceleyecek olursak :

Açılmış Boşanma Davası Reddedilmeli

Eşler, evlilik birliğini sürdürmeme gayesiyle boşanma davası açabilirler. Nitekim açılan boşanma davasında Aile Mahkemesi ; boşanmayı kabul, boşanmayı ret ve ayrılık kararı verebilecektir. Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. Maddesi gereğince boşanmaya karar verilebilmesi için açılmış boşanma davasının RED kararı ile son bulması ve bu kararın kesinleşmesi gerekmektedir.

Boşanma kararın hangi nedenle reddedildiği önem taşımamaktadır. Nitekim boşanma kararı feragat sebebiyle de reddedilebilir. Bu nedenle burada dikkat edilmesi gereken husus Aile Mahkemesinin boşanmaya ilişkin vermiş olduğu ret kararıdır, nedeni önem taşımamaktadır.

Boşanmanın Reddi Kararının Kesinleşmesinden İtibaren Üç Yıl Geçmeli

Türk Medeni Kanunu 166/3 maddesi gereği fiili ayrılık nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için boşanmanın reddedilmesi ve boşanmanın reddi kararının kesinleşmesinden itibaren üç yıl geçmesi gerekmektedir. Tabii ki bu üç yıl müşterek hayat kurulamamalıdır. Bu şartı birazdan inceleyeceğiz.

Bahsedilen üç yıllık süreçte ayrılık kesintiye uğramamalıdır. Taraflar bu süreçte müşterek hayatı hiç kuramamış olmalıdırlar.

Üç Yıllık Süreçte Müşterek Hayat Kurulamamış Olmalı

Fiili ayrılık nedeniyle boşanma kararı verilebilmesi için boşanma kararının kesinleşmesi ve üç yıllık süreçte müşterek hayatın kurulamamış olması gerekir. Eşlerin bir araya gelememelerindeki etken önem taşımamaktadır. Nitekim eşler bir araya gelemeyecek kadar uzakta olsalar da bir araya gelememelerindeki bu neden önemli değildir. Önemle belirtmek gerekir ki : bir araya gelememe nedeni önemli değildir.

Eşlerin başka sebeplerden ötürü bir araya gelmeleri müşterek konutun kurulduğu anlamını taşımaz. Nitekim eşler müşterek çocuklarını görmek için, ailevi vb. konuları konuşmak için bir araya gelebilirler. Bu hallerde müşterek hayatın kurulduğundan bahsetmek isabetsiz olacaktır.

Müşterek hayatın kurulamadığını ispatlamak boşanma davasını açan davacıya aittir. Davacı müşterek yaşamın kurulmadığına dair her türlü delille bu hususu ispatlayabilecektir. Dava sürecinde davacı Aile Mahkemesine bildireceği tanıklarla bu hususu ispat edebileceği gibi Aile Mahkemesi de polis araştırma raporu talep ederek çevre komşulardan bilgi toplatabilir.

Boşanma davaları ve diğer konularda Yargıtay kararları sorgulama ekranına buradan ulaşabilirsiniz.